Organizasyonlarımızda çok miktarda değerli bilgi vardır, ancak var
olması onun kullanıldığı anlamına gelmez. Bilgi yönetiminin 'babası'
Davenport'a (1998) göre, bilgi paylaşımı, insanların birbirleriyle
konuşmalarına ve dinlemelerine izin vermenin etkili yollarını bulmakla
ilgilidir. Bilgi paylaşımı tüm organizasyonlarda bir dereceye kadar gerçekleşmektedir.
Emekli bir öğretmene devralacağınız sınıfı sormak; Personel odasındaki
öğrenciler hakkında fikir alışverişinde bulunmak, bilgi paylaşımının
örnekleridir, ancak bunlar bir bütün şeklinde olamıyor ve yerel durumlarla
sınırlı olma eğilimindedirler. İhtiyacımız olan bilgiyi, konuyla ilgili en
derin bilgiye sahip kişiyi aramak yerine, fiziksel ve sosyal açıdan bize en
yakın olan kişilere sorma eğilimindeyiz. Bu nedenle, organizasyon ne kadar
büyük olursa, bilgiyi bulmak ve paylaşmak o kadar zor olur çünkü bir yanımızdaki
veya ofisteki arkadaşımızın veya sık iletişim listemizdeki kişilerin her zaman
ihtiyacımız olan bilgilere sahip olması pek olası değildir.
'Bilgi yönetimi' terimi resmi ve sistematik görünse de yukarıda
belirtilen gayri resmi, yapılandırılmamış bilgi paylaşımı türü, özellikle
öğrenme ve bilgi yaratmaya adanmış organizasyonlarda, bir kuruluşun başarısı
için hayati öneme sahiptir. İşin nelerden oluştuğuna dair mevcut algılarımızda
bir değişiklik gereklidir. Başarılı ve anlamlı bilgi aktarımı genellikle kahve
veya yönetimin genellikle zaman kaybı olduğunu düşündüğü su soğutucusu ile
yapılan konuşmalarda elde edilmektedir. Davenport'un (1998, s.90) dediği gibi
"Bilgi odaklı bir ekonomide, konuşma gerçek bir iştir". Konuşma, organizasyonumuzun hem içindeki hem
de dışındaki insanlarla olmalı ve fikirler ve bilgiler organizasyondaki
herkesten gelmelidir. Bununla birlikte,
davranış değişiklikleri bilgi ediniminden çok daha nadirdir ve şüphesiz işin ne
olduğuna dair mevcut kavramları uyarlamak zaman alacaktır.
Tabii ki, bilgiyi aktarmanın daha resmi, yapılandırılmış yolları da
gereklidir.
Daha başarılı bilgi aktarımı uygulamak için stratejiler düşünürken,
Davenport dikkate alınması gereken birkaç husus önermektedir. Örtük ve açık
bilgi arasında ayrım yapmak gerekmektdir. Örtük bilgi, belgelerde kolayca
çoğaltılamayan veya sınırlandırılamayan ve kapsamlı yüz yüze, uygulamalı
deneyim paylaşımı gerektiren bilgidir, açık bilgi ise belge biçiminde daha
kolay çoğaltılabilmektedir. Bilgi
paylaşımı için stratejiler seçerken göz önünde bulundurulması gereken bir diğer
faktör kültürel değişkenlerdir: Bir kültürdeki orkların başka bir kültürde işe yaramayacağı şeyler. Örneğin, bazı kültürlerde teknik bilgi gizli
olarak kabul edilir ve paylaşılırsa daha az değerlidir. Son olarak, bilgi paylaşımı sadece bir bilgi
öğesinin bir kişiden veya bir grup insandan diğerine aktarılmasıyla bitmez.
Etkili olması için, bu bilginin alıcı tarafından kabul edilmesini, özümsenmesini
ve kullanılmasını da içermelidir.
Aşağıdaki bölümde, bilgi paylaşımı için bazı stratejiler özetlenmiştir.